Astigmatizm
Astigmatizm Nedir?
Astigmatizmanın nedeni genellikle korneanın düzensizliği ya da çarpıklığıdır. Normal görme için kornea düzgün ve her yönde eşit eğimde olmalıdır. Astigmatizmada korneanın eğimi bir yönde daha fazladır. Başka bir deyimle kornea basketbol topundan çok amerikan futbol topuna benzer.Astigmatizmada görüntü yüzeyi dalgalı aynada ya da sirklerdeki çok uzun,çok şişman ya da zayıf gösteren aynalardaki görüntüye benzer. Astigmatizma kalıtımsaldır. Doğumda olabilir ve genellikle hayat boyu değişmeden kalır. Düşük derecede astigmatizma çok sık görülür ve genellikle düzeltilmesi gerekmez
Miyop
Miyopi Nedir?
Miyopi gözlerin yakındaki cisimleri net olarak gördüğü ama uzaktaki cisimleri net olarak göremediği bir durumdur. Miyopi kelimesi Latince “kapalı göz” kelimesinden gelir çünkü miyop kişiler uzağı daha iyi görmek için gözlerini kısarlar. Miyopi sıklıkla kalıtımsaldır ve 8-12 yaşlarında çocuklarda ortaya çıkar. Gençlik yıllarında vücut büyüdükçe miyopi de artar ve erişkin yaşta belli bir seviyede kalır. Miyopiyi etkileyen en önemli faktör kalıtım yani ailede miyop bulunmasıdır.Aşırı okuma, gözleri az ışıkta kullanma ya da beslenme yetersizliği miyopiye sebep olabilir Miyopinin sebebi genellikle gözün oval oluşudur ve göz merceğinin uzaktaki cisimlerden gelen ışınları retina üzerinde odaklaştırmaya yetecek derecede şeklini değiştirmesi imkansızdır. Nadiren miyopinin sebebi korneanın şeklinde bir değişiklik ya da göz merceğinin şeklinde bir değişikliktir. Hemen hemen bütün miyoplarda vücudun büyümesiyle artan basit miyopi vardır. Miyopi artsa bile bu normal büyümenin sonucudur.Ergenlik çağında çocuğun vücudu büyüdükçe gözün uzunluğu da değişir ve 6 ayda bir yeni gözlük gerekebilir.Bu tıpkı büyüyen ayaklara uygun büyük ayakkabı almaya benzer.Miyopi bir kaç yıl hızla ilerler,daha sonra çok az değişir.Yirmi yaşlarında meydana gelen erişkin tipi miyopi de vardır ama genellikle 20-40yaş arasında çok az değişiklik olur.
Glokom (Göz Tansiyonu)
Glokom Nedir?
Halk arasında “Göz Tansiyonu” adıyla da bilinen glokom, milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır. Tedavi edilmez ise görme kaybına neden olabilir. Glokomda, göz içindeki sıvı basıncı, görme yeteneği için gerekli olan göz sinirine zarar verecek düzeyde yüksektir.
Sıklıkla 40 yaşın üzerinde oluşan glokom genellikle yıllar içinde çok sinsi ilerler. Bu; en sık görülen glokom tipi olup “Primer Açık Açılı Glokom” olarak adlandırılır. Bu süre içinde glokomlu kişilerin bir bölümünde de hastalığa ait herhangi bir belirti görülmez. Glokom, birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde ve belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebilir. Glokomda görme kaybı oluştuktan sonra geri dönüş olmadığından erken tanı önemlidir. Normal göz muayenesi sırasında tespit edilen anormal göz içi basıncı artışı hastalığın ilk belirtisi olabilir. Göz doktorunca düzenli aralıklarla yapılan muayeneler glokomun erken tanı ve tedavisi için en iyi yoldur. Diğer bir glokom türü ise yine ileri yaşlarda ani olarak krizle ortaya çıkan dar açılı glokomdur. Şiddetli göz ağrısı, görme azalması, gözde kızarıklık ve bulantı, kusma ile karakterize bir tablodur. Acil tedavi gerektirir. Bebeklikte ve çocukluk çağında izlenen türlerinde gözde sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve gözde büyüme izlenir.
lokoma ne sebep olur?
Normalde bazı göz dokularının beslenmesi için göz içerisinde sürekli olarak bir sıvı yapılır ve bu göz içi sıvısı aynı zamanda süreki olarak da bazı yollarla (trabeküler şebeke) gözü terk eder. Glokom, göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması nedeniyle sıvının yeterli boşalmaması ve buna bağlı olarak göz içi basıncının artması sonucu oluşur. Yükselen göz içi basıncı görme sinirine zarar vererek sinirin ölümüne neden olur. Bazı hastalarda ise göz içi basıncı normal olduğu halde görme sinirindeki kan akımının bozuk olması nedeniyle görme siniri aynı şekilde tahrip olur (Normal Basınçlı Glokom). Görme siniri hücreleri öldüğü zaman da kalıcı görme kaybı oluşur.
Glokom nasıl teşhis edilir?
Glokom dikkatli bir göz muayenesi ile teşhis edilir. Teşhise yönelik göz muayenesinde göz doktoru:
-Tonometre adı verilen bir aletle göz içi basıncınızı ölçer. Göz dibi muayenesi yaparak göz sinirlerini inceler.
-Gerekli görürse görme alanında kayıp olup olmadığını belirlemek için görme alanı testi yapar.
Hipermetropi
Hipermetropi Nedir ?
Gözün normalden kısa, korneanın eğriliğinin yani kırıcılığının az olması ya da her ikisinin bir arada bulunması sebebiyle, görüntü sarı noktanın arkasında oluşur. Göz içinde bulunan lens; şeklini değiştirerek (akomodasyon) kırıcılığını arttırır ve görüntüyü sarı nokta üzerine taşımaya çalışır. Hipermetropi eğer lensin telafi edebileceği sınırlarda ise, kişi uzağı da, yakını da görebilir veya uzağı görür, yakını bulanık görür. Bu sırada lensin şekil değiştirebilmesi için göz içindeki minik kaslar çok çalıştığından; gözde çabuk yorulma hissi, göz ağrısı ve baş ağrısı ortaya çıkar. Lensin şekil değiştirme kabiliyeti, çocukluk ve gençlikte çok iyi olmasına karşın yaş ilerledikçe azalır ve kişi önce yakını sonra da uzağı seçemez hale gelir.
Nedenleri:
Genellikle kalıtımsaldır. Erken yaşlarda fark edilmezse göz tembelliğine(amliyopi) veya gözde kaymaya ( şaşılık) neden olur.
Keratokonus
Keratokonus Nedir?
Gözümüzün saat camı olarak nitelendirilen en dıştaki saydam tabakasının öne doğru bombeleşmesi ile karakterize genetik olduğu düşünülen bir hastalıktır. Uzun süreli olarak aşırı derecede gözün ovulmasının ve kaşınmasının hastalığın çıkışında ve ilerlemesinde bir risk faktörü olduğu ileri sürülmektedir. Tedavisi gözlük, kontakt lens veya ileri evrelerde göz nakli ile mümkündür.
Renk Körlüğü Testi
RENK KÖRLÜĞÜ EN ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR ?
Renk körlüğü, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen, oldukça yaygın bir durumdur. Renkleri ayırt etme yeteneğinin bozukluğudur. En fazla görülen tipi, kırmızı ile yeşilin ayırt edilememesidir. Erkeklerde yüzde 8, kadınlarda yüzde 0.4 oranında görülmektedir. Renk körleri dünyayı siyah-beyaz görmezler. Genellikle kırmızı ve yeşili tonlarını ayırt edemezler. Birçok kişi renk körü olduğunu kendiliğinden fark etmez. Renk körlüğü olan erkeklerin kız çocukları renk körü olmamakla birlikte renk körlüğünün taşıyıcısı durumundadırlar....
RENK KÖRLÜĞÜ NASIL OLUŞUR ?
Renk körlüğünün oluşma sebebi göz içerisinde bulunan Retina içerisinde bulunan ve renkli görmeye yetkili hücreler olan koniler üç adet pigment içerir, bu kırmızı, yeşil ve mavi pigmentlerdir. Renk körlüğü olan kişilerde bu pigmentlerin biri, ikisi veya hiçbiri olmaması gerekenden azdır ya da hiç yoktur. Bu pigmentlerden ikisi tam, biri eksikse trikromat anormalisi (renk körlüğünün en sık görülen türü) söz konusudur. Bu durumda kişi ya kırmızıyı ya yeşili ya da maviyi göremez. Renk körlüğü doğuştan olabileceği gibi sonradan geçirilen...
Çocuk Sağlığı
Genel kural, bebeğin fizik olarak değerlendirilebileceği ilk anda, doğumdan hemen sonra göz muayenesinin yapılmasıdır. Bebeklerin rutin kontrol muayeneleri sırasında o çağa uygun değerlendirmeleri mutlaka yapılmalıdır. 6 aya kadar olan dönemde tüm bebeklerin göz hareketi ve kayma testleri, indirekt yöntemle gözdibi muayeneleri ve skiaskopik yöntemle optik kusur tespiti muayeneleri gerçekleştirilmiş olmalıdır. Dikkatli bir klinik gözlemi de içeren ilk göz muayenelerinin tamamlanması ve hayatın daha sonraki dönemlerinde de sürecek olan bu düzenli göz kontrolleri konusunda ailelerin bilgilendirilmesi, bebeği kontrolü altında tutan pediatrist veya aile hekiminin sorumluluğundadır.
YENİDOĞAN ÇAĞI ve 10 YAŞA KADAR ÇOCUKLARDA GÖRME GELİŞİMİ
İlk 6 aylık dönemde göz ve ona bağlı sinir yollarının gelişmesi çok hızlı bir şekilde ilerleyerek bebeğe 7/10 seviyesine kadar varabilen bir görme imkanı sağlar, ama gelişme tabii ki burada durmayarak daha yavaş olsa da 4 yaşına kadar devam eder. 4 yaş civarında görme yollarının kılıf geliştirmesi (myelinizasyon) 4-10 yaş arasında da görmeden sorumlu beyin bölümlerinin gelişmesi tamamlanır. Yenidoğan çağı ve ilk 6 aylık dönemdeki normal görme gelişim aşamalarının bilinmesi ve kontrol edilmesi önem taşımaktadır. 1 aylık bebekte artık gözlerin normal hizalanmasının gerçekleşmiş olması gerekir. Bu süre nadiren 3 aya kadar uzayabilir ve bu ayda artık çocuk yukarı ve aşağı doğru cisimleri takip edebilmelidir, iki gözle tek görme (Binokülarite) bu ayda tespit edilebilir düzeydedir. 6.ayda iki gözle tek görme, artık iyi yerleşmiş durumdadır. Bebek kısıtlanma olmaksızın tüm yönlere bakabilmelidir. Bebeğin yatay korneal çapları mümkünse ölçülmeli ve kaydedilmelidir. Bu korneal çap tespiti doğumsal ve bebeklik çağı göz tansiyonu problemlerinin erken teşhisinde önemli olabilir.
YENİDOĞANI TEHDİT EDEN HASTALIKLAR
Bebeğin ilk aylarında ve yaşlarındaki en önemli ve ciddi görme kaybı sebebi olan görme tembelliği (Ambliyopi) okul çağına yeni gelmiş olan çocukların yüzde 5-7’si gibi çok yüksek bir oranda tespit edilmiştir. Bu döneme kadar bu durumun çocuğun kendisi tarafından aileye bildirilmemesi ve bir şikayette bulunulmaması sık rastlanan bir durumdur. Çünkü görme tembelliği genellikle bir gözü tutar ve çocuk bunun normal olmadığının farkında olmadığı için şikayet edemez. Bu durum rutin göz muayenesinin önemini arttırmaktadır. Erken teşhisle tedavi edilebilecek olan görme tembelliğinin, 5 yaşından sonra tedavisi çok zordur. 5 yaşından sonraki tedavilerde etkili sonuç nadiren elde edilebilir. Görme tembelliği sonucu bir veya iki gözünün görmesinde önemli derecede kayıplara uğramış bir insanın ileride istediği mesleği (pilotluk, cerrahlık, şöförlük v.b) yapması imkansızlaşacak ve ehliyet gibi yaşamsal önemdeki belgeleri bile elde etmesi zorlaşacaktır. Bebeklik çağında erken teşhis ve tedavisi çok önemli olan göz hastalıklarını şöyle sıralayabiliriz.
• Optik kusurlar ve görme tembellikleri
• Doğumsal kataraktlar
• Gözyaşı yolları tıkanıklıkları
• Şaşılıklar
• Doğumsal retina ve koroid hastalıkları
• Göz tümörleri
• Doğumsal glokomlar
• Kornea hastalıkları
18 AYLIKKEN ORTAYA ÇIKIYOR!
Bu hastalıklardan retinoblastoma adı verilen tümör, ortalama olarak 18 aylıkken ortaya çıkmakta ve çoğu zaman kendisini “gözlerde kayma” ile ortaya koymaktadır. Erken teşhis bu durumda gözü kurtarmak bir yana hayat kurtarıcı olabilmektedir. Erken safhalardaki bir retinal tümörü ailenin kendisinin tespit edebilmesi imkansızdır. Aile tespit ettiği zaman (genellikle gözde kayma şikayeti ile aile başvurabilir) tümör ilerlemiş olmakta ve tedavi şekli ve başarısı bu durumdan çok olumsuz etkilenebilmektedir.
2-2.5 yaş civarı ise akomodatif (uyumla ilgili) şaşılıklar dediğimiz bir şaşılık türünün ortaya çıktığı yaş aralığıdır. Erken tedavi bu durumda yine çok önemlidir.
Doğumsal glokomlar ve kataraktlar da erken teşhis ve tedavinin çok önemli olduğu diğer göz hastalıkları gruplarıdır.
Bebekler ve çocuklar için tavsiye edilen ideal rutin göz muayenesi periodları şöyle olmalıdır:
Doğumda
6. ayda
12. ayda
18. ayda
2. yaş
3. yaş
Okul çağına kadar her yıl.
Göz Muayenesi
Mutlak göz hekimine başvurulması gereken durumlar nelerdir ?
1. Görmede azalma ( hatta gelip geçici olsa dahi )
2. Göz önünde yüzen, uçuşan cisimler ( siyah kılcıklar, tüycükler, noktalar, benekler, lekeler )
3. Işık çakmaları
4. Bir perde ya da peçe arkasından bakıyormuş gibi görme hissi
5. Işıkların çevresinde renkli halkalar görme
6. Gözde ve göz çevresinde ağrı hissi
7. Göz çevresindeki deride ve gözde kızarıklık
8. Gözde ödem ve sulanma
9. Gözlerin birisinin veya ikisinin öne doğru çıkması, fırlaması
10. Göz kayması, şehlalık
11. Çift görme
12. Şeker hastalığı
13. Yüksek kol tansiyonu, damar sertliği hastalığı
14. Böbrek hastalığı
15. Ailede herhangi bir göz hastalığının olması
Batı ülkelerindeki normlara göre göz sağlığı açısından, hangi yaşta, hangi hekime , hangi sıklıkta muayene olmalıdır ?
• Yeni doğanlar, okul öncesi yaş grubu, 19 yaş ve daha küçükler ;
Çocuk hastalıkları uzmanı veya aile hekimi uzmanının referansı ile göz hastalıkları
uzmanı ve / veya doğrudan göz hastalıkları uzmanı
• 20 – 39 yaş grubu ;
Glokom ( yüksek göz tansiyonu ) yönünden yüksek risk taşıyanlar için 3 – 5 yıllık aralıklarla göz hastalıkları uzmanına muayene
• 40 – 60 yaş grubu ;
2 – 4 yıllık aralıklarla göz hastalıkları uzmanına muayene
• 65 yaş ve daha üstü ;
1 – 2 yıllık aralıklarla göz hastalıkları uzmanına muayene
Şaşılık
Şaşılık Nedir?
Her iki gözün birbiriyle olan paralelliğini kaybetmesidir. Her bir gözde 6’şar adet göz dışı kas bulunur. Bunların birinde veya birkaçında kuvvet azlığı veya fazlalığı olması şaşılığa neden olur. Bir göz düz bakarken diğeri içe, dışa, yukarı veya aşağı kayabilir. Bazı durumlarda kayma her iki gözde de mevcuttur. Gözlerdeki kayma şaşılığın sebebine göre sürekli yada geçici süreli oluşabilir. Şaşılığın oluşmasında tek bir neden yoktur. Farklı nedenlerle şaşılık oluşabilir.
Şaşılık tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. İlk göz muayenesi için geç kalındığında çocukların gözlerinde estetik problemlerinin yanı sıra ömür boyu sürecek görme azlığı sorunları oluşabilmektedir. Doğumdan hemen sonra ve çocukluk döneminde çocukların göz şikayeti olmasa bile mutlaka uzman bir hekime muayene olması şarttır.
Makula Dejenerasyon
Görme Merkezinin Yapısı Bozuluyor
Retina üzerinde bulunan ve makula denilen görme merkezinin yapısının yaşla bağlı olarak bozulmasıyla oluşan bu hastalıkta kişi merkezi görme duyusunu kaybeder. Makula dejenerasyonlu hastalara, makula dejenerasyonu üzerinde uzmanlaşmış Göz Hastalıkları hekimi tercih edilmelidir.
Makula Dejenerasyonlu Gözün Görüşü Sağlıklı Gözün Görüşü
Katarakt
Katarakt gözün içinde bulunan doğal lensin saydamlığını kaybederek opaklaşmasıyla oluşur.Kişi net göremez ve renklerde soluklaşma olur.Kataraktın oluşumunda çeşitli etkenler rol oynar ancak en sık rastlananı genellikle 60 yaş üzerinde yaşa bağlı oluşmasıdır.Fako (dikişsiz katarakt ameliyatı) yöntemiyle tedavisi başarıyla yapılmaktadır.
Kataraktlı Gözün Görüşü Sağlıklı Gözün Görüşü